Dilin Işlevleri ve İletişim

Prof. Dr. Veysel KILIÇ

 

 

 

 

 

 

 

ISBN: 975-6797-35-5, 2002

160 sayfa, (15x21 cm2), Enzo kitap kağıdı               şimdi satın al


Arka kapak yazısı. İnsanoğlunun en önemli varlığı dilidir kuşkusuz. Çünkü evren ve yaşama konusunda her şeyi dili aracılığı ile sorar, sorgular ve bulur.  Ses imgelerinden yararlanarak karşındaki insanlarla iletişim kurar.
İnsanoğlu dilini sözvarliığı, anlatım olanakları vd. yönlerden geliştirdikçe yaşamı ve evreni daha iyi kavramaya başlamıştır. Ünlü düşünür Wittgenstein'in dedigi gibi ''Dilimin sınırları, evrenimin sınırlarıdır.''

Dilimizin birçok işlevi var. Örnegin, bir durumu belirtmek için betimleme, duygularımızı ve düşüncelerimizi belirtmek için anlatım, birisinin esenliğini sormak için toplumsal, davet için çağrı, bir yazıdan, öyküden, şiirden tat almak içinse dilin yazınsal işlevinden yararlanırız. Ayrıca kendimize özgü dünyamızdan söz etmek için de özgünlük işlevini kullanırız.

Dilin işlevlerinin somutlastığı en büyük dilsel birim, metindir. Okur ile metin arasındaki ilişki özel bir ilişkidir. Her okur, yazınsal bir metinden değisik tatlar alır ve onu değisik bir biçimde anlamlandırır. Böylece bir metin çok okumalıdır, her okuyuşta değisik tatlar verir insana.

Bu kitabın amacı, iletişim olgusu bağlamında dilin değisik işlevlerini nasıl kullandığımızı göstermektir. İşlev kavramı, anlam kavramıyla özdeş olarak alınmaktadır. Anlam olgusunu yalnızca tümcelerden değil, iletişimde yer alan gönderici, alıcı, zaman ve yer ile dilin kullanımsal bağlamından elde ederiz.


Bir okuyucu görüşü:

ADIL BOZKURT (MEB Başmüfettişi)

Bizim yazin egitimimizin, Türkçe-dilbilgisi egitimimizin, giderek verimliliklerinin tartisilir olmasi; ya da bu egitim sürecinden geçmis yetiskinlerimizde beklenen  istendik davranislarin, yeterli düzeyde olmamasinin  nedenleri vardir. Her birisi ötekilerine göre daha az etkilidir denemeyecek özellikli nedenlerdir bunlar. Türkçe-dilbilgisi egitiminin; yazin  egitiminin  “bilme-belleme”    ön degerli anlayisla  ele alinmasini bir yana birakip onun yerine, uygulamali dilbilgisi ile metin incelemesi egitimine agirlikla yer verilememesi; alan ögretmenlerinin de sinif ögretmenlerinin de yetistirilmesindeki tam uygunluk noksanligi ile öteki nedenleri de burada siralamak olanaklidir. Bize göre,  siralayacaklarimizin  en basinda olani  genel  dilbilimin, “kuram” olmaktan çikmis  “kural” olmus verilerini bile egitim alanimiza, gerektigi ölçüde, tasiyamamamizdadir.  Daha  kesinleyici bir anlatimla belirlemek gerekirse;  genel dilbilimdeki gelismeleri, önemleri ölçeginde, izlemiyoruz, uygulamiyoruz. Dil ve yazin egitiminde, cumhuriyetin ilk yilarinda baslatilan yöntemleri, bilimsel verilerle, gelistiremedik. Izlenceleri de ögretim yöntemlerini de yenilenmeden uzak tuttuk.    Metin incelemesindeki çagcil yaklasimlari, bu yaklasimlarin getirilerini  biz biz  olupta, dilbilgisi egitiminin uygulama alanlarina da, yazin egitimi sürecindeki  metin irdelemelerine de kazandirmadik. Yarim yüzyildan beri, dilbilgisi ile dilbilgisi egitimini  nasil algilamis, hangi yöntemlerle egitimine baslamis isek, her sey, genel çizgileri ile oldugu  gibi oldugu yerde duruyor. Oysa, egitim amaçli bu etkinliklerden beklenen verimin alinabilmesi için,  genel dilbilimin son elli yil içindeki getirileri göz önünde bulundurulmali; ögretim yöntem ve teknikleri bu yeni bulgulara göre yürütülmelidir. Egitim süreci sonunda, istenilen düzeyde verim alinmasinin  kosulu budur. Böylesine kazanimlara dayandirilabilmis izlenceler, egitim gören insanimiza istendik davranislar kazandirir. Içine kapali, bilimsel sonuçlarin kazandirdigi geliskinlikleri içermeyen  dilbilgisi egitiminden de metin incelemesinden de iyi sonuçlar alinamaz.

Isin dogrusu Bati dilbilimcilerinin  çalismalari ile bu çalismalarin sonucu  kurallar,  bir baslarina ele alinarak egitim kesiminde çalisanlarin önüne derli toplu  konuldugunu söylememiz de zor. Baska dillerde üretilmislerin,  kimi  yazarlarin toplu yazilar içerikli yapitlarinda  bir ya da iki yazi bilemediniz bir bölüm ölçekli olarak yer almasindan öteye gidilememistir. Hele hele benim bildigim kadariyla Türkçe’de “dilin islevleri” konulu  özgün  bir yapit yoktur.

 Dr. Veysel Kiliç böylesine bir boslugu görmüs, bu alandaki açigin daha da sürdürülemeyecegini düsünmüs, oturmus, emek vermis  “Dilin Islevleri ve Iletisim”(1) adli yapitini hazirlamis.  Sayin Kiliç, yapitinda yer alan konularini “Dilbilim  Açisindan Kuramsal Bir Çalisma” olarak sinirlandirmistir. Yazar; “Insanoglunun en önemli varligi dilidir.” demis; dile deggin  çalismalarini  bu saptamasinin içinde büyütmüs. Ortaya, bilimsel oldugu kadar, ortaögretim düzeyinde egitimlilerin bile yararlanabilecekleri  bir basucu yapiti çikarmis. “Islev” in Türkçe sözlükte; “is görme yetisi, görev” olarak tanimlandigi göz önüne alindiginda, yapitin adinin “dilin ödevleri ve iletisim” olarak  algilanmasi yanlis olmaz. Ele alinan konulardan;   “Iletisimin Tarihsel Gelisimi” iki ana bölüm içinde irdelenmistir:  “Çagdas dilbilimin kurucularindan sayilan Ferdinand de Saussure” nin dili bir dizge olarak gördügünü belirttikten ve yaklasimlarini yerli yerine koyduktan sonra dilin toplumsalligi kuralini benimsemistir. Saptamalarini sürdür: “Dilin toplumsal özelliginin yaninda onun bireysel olarak da bir kisinin yasaminin anlami, kendisine özgü dili içinde bulur. Bu baglamda dil, insanin kisisel benligini  bulma konusunda önemli rol oynar.” (s.26)  diyerek dilin toplumsal ve de bireysel degerini belirler. Insan dilinin özellikleri olarak (1) Yer degistirme, (2) Nedensizlik, (3) Üretkenlik, (4) Kültür tasiyiciligi  (5) Ikilik özelligi / Çift eklemlilik ve (6) Ayriklik ilkelerini açiklar. (s.26-31)

Yazar, dilin yazinsal boyutu kadar iletisimsel boyutunu da degerliyor: “Yazinsal metinler okurca, algilanir, alimlanirsa  tamamlanmis  sayilirlar; öteki türlü, bütün bir yapit  sayilmamalari gerekir. Çünkü okurca  alimlanmayan metinler statik ve duragandir. Baskalarinca alimlanan  yani okuyucu ya da dinleyici üzerinde bir etki yaratan metin, dilin yazisal islevini kullanmistir.  Bunun disinda yazinsal metin, iletisim açisindan  yani iletisini iletmek ve okuyucu üzerinde bir biçimde  bir etki birakmamak açisindan eksik kalir, tamamlanmis sayilmaz.”

“Kullanilan dilin özellikleri , yani dil kullanimi, sözcükler, tümce yapilari , özel terimler, özel meslek dallarinin kullandiklari dilsel birimler, kimi durumlarda, okuyucuyu dislar. Bir metnin kolayca alimlanabilmesi  için dil kullanimina özen gösterilmelidir.”

“Almanya’da son yillarda gelistirilen ‘alimlama estetigi’ ne göre, yazin ayni zamanda bir iletisim etkinligidir. Yazin, iletisim etkinligi olarak yalin bir ürün olmaktan çok, ayni zamanda toplumun bir üretim etkinligidir. Toplumu hep iyiye, dogruya, olumluya dogru gelistirmeye çalisir. Bir yazinsal metnin sadece estetik degerlere indirgenmesi dogru olmaz. Yazinsal metin estetik degerlerin yaninda  bir yigin baska islevleri de tasir. Ne var ki  yazinsal metinlerde, yazinsal islevler daha egemendir. Estetik degerler de yazinsal ilkelerin alt bilesenleri degil midir?” (s.72)             

Dr. Veysel Kiliç’in, Dilin Islevlerini ele alip bilimsel verilere dayandirarak çözümledigi bölümün yapit içindeki degerlendirmesine geçmeden, bakis açisinin saptanmasi yerinde olur. Yazarin,  hem girdileri hem de etkilenim alanlari bulunan çalisma konusuna bakis açisi söyledir: “Insan dilinin tanimi degisik biçimde yapilabilir. Bu tanimlarin tümünün belli bir oranda örtüstükleri bir gerçektir. Dilin islevlerine iliskin  tüm tanimlarin bir bileskesi olmak üzere  sunu söyleyebiliriz: Dil kullanimdir. Bir söz ancak uygun baglamda kullanildigi zaman anlamlidir.  Daha dogrusu dil, anlamini kullanildigi baglamdan alir; öteki türlü dil dizgesi  tek basina anlamli degildir. Bir baska deyisle  dil ancak  kullanildigi zaman kimi islevleri yüklenir. Bu islevler ise tüm insanlarin ortak özellikleridir bir bakima. Yani, insanlarin  yasamlarindan, gereksinimlerinden  çikarilmis islevlerdir. Dilin bu islevlerini dilbilimciler, budunbilimciler degisik biçimde siniflandirirlar.”

“Bir sözcenin ya da kullanilan herhangi bir dilsel birimin amacidir dilin islevi. Dil içinde ya da dil ögretiminde dilin islevleri genellikle davranis kategorileri  biçiminde algilanir.(…) Bir dilin ya da sözcenin islevi / islevleri  o sözcenin yapisi incelenerek belirlenemez. Dilin islevsel olarak kullanilmasidir önemli olan , dil ile bir sey yapmak ya da sizi dinleyenleri etkileyerek onlarin bir eylemde bulunmalarini saglamaktir. Bu durumda islevsel kullanimi  söz-eylem kuraminin , toplumbilimin ve edimbilimin konularidir.Dilbilimciler, budunbilimciler, ruhbilimciler dilin islevlerini degisik biçimde siniflandirmislardir.”  (s.31)

Benim elimde bir yapit  var. Günümüzden otuz yedi yil önce basilmis bir yapit: “Dilbilgisi Sorunlari” Türk Dil Kurumu yayini. 1967 Yilinda çikmis. Türk Dili dergisinde yayimlanan, dilbilgisi sorunlariyla ilgili kimi yazilari, bir seçimden geçirerek, bu benim elimdeki yapitin içinde toplamislar. Belli ki dilimizin degisik sorunlarini  ele alan  yazilari, dergi yapraklarinda birakmanin yerinde olmayacagi düsünmüsler, böyle bir seçki içinde bir araya getirmisler. Bakiniz, kümelendirerek degerlendirdigimizde bu yapitta dilimizin, dilbilgisi ve ögretiminin hangi sorunlari bes bölüm içindeki yazilarda ele  almistir: (1) Dilbilgisi ve Ögretimi; (2) Tümce; (3) Ikizlemeler; (4) Ekler, Sözcükler ve Baglaçlar;   (5) Arastirmalar (ilk dört bölümde yer alan yazilarin konulari ile iliskilendirilemeyen  içerikli yazilarin kümelendirildigi bir  bölüm.) Bu belirlemeye yazimiz içinde yer vermemizin   nedeni sudur: Türk Dil Kurumunun 1983 yilindan önceki yapilandirilmasi döneminde, dil devrimimiz kapsaminda etkinlikler gösterdigini, iyi sonuçlar aldigini; amaci dogrultusunda seçkin yapitlar ürettigini de “Dilbilgisi Sorunlari” adli yapitin  bunlardan biri oldugunu da biliyoruz. Ne var, okurunun eline kasim 2002’ ulasan  Dr. Veysel Kiliç’ in  yapiti “Dilin Islevleri ve Iletisim” inde metinlere dayandirilmis örneklerle incelenen  genel dilbiliminin  getirileri  içerikli yaklasimlar, bu yapitta hiç mi hiç  yer almamaktadir. Dilimizin etkin kullanimi ile yetkinlestirilmesi baglamindaki ‘sorunlar’ günümüzde artik, 1967 yilindakiler düzeyinde görülmemektedir. En azindan, o yillarda, böylesine bir yaklasim söz konusu degildi. Oysa, o zamanda da günümüzde de daha karmasik, karmasik olduklarindan midir bilinmez,   göz ardi ettigimiz sorunlari vardir yazin ve de dil bilgisi egitimimizin. Dr. Veysel Kiliç’in yapiti böylesine bir yaklasimi öne çikarmaktadir.

Yazar, yapitinda dilin islevlerini “betimleme” “anlatim” “toplumsal” “çagri” ve “yazinsal” bölüm basliklari  altinda irdeliyor. Dilin islevlerinin siniflandirilmasini da : “Gönderici kaynakli islevler” “Alici- gönderici kaynakli islevler” “Dil disi islevler” olarak fakat her birisini, alt basliklari içinde inceliyor, örneklendiriyor. Yapitin içinde ayrica  seksen sayfa oylumunda  “Eylem köklerine göre dilin islevleri” ele alinmistir.  

Yazin ve dil egitimimizin çagcilligi kadar verimliligini de saglayabilmek için alanla ilgili yenilikleri, yeni yaklasimlari göz ardi edemeyiz. Iste Dr. Kiliç’ in  ürünü,  bu nedenle, dilbilgisi ögretimini programlayanlar için de uygulayanlar için de ; ders kitabi  hazirlayanlar için de seçkin bir basvuru yapiti  özelliklidir. Degerlendirilen konular, üstüne üstlük Türkçe’de üretilmis en güzel dizinler,(siir) en seçkin düz yazilarla örneklendirilmistir. Böyle olunca da kuramlar, kurallar içerikli yapit, konularini özgün bir sanat ortaminda sunma ayricaligini kazaniyor.              

Dr. Kiliç’in, önermelerini olsun, kurallar degerindeki belirlemelerini olsun, yazarlarimizin  yapitlarindan alinmis metinlerle örneklemesi, bu metinler üzerinde çalismasi, benzeri yapitlarda göremedigimiz bir üstünlük.   Yazar, dilbiliminin çogu kez soguk algilanan yüzünü, özgün dil kullanimlarinda ilkeli olan  yazarlarimizdan, ozanlarimizdan alintilar yaparak  güncellendirmis, çekicilendirmistir. Bilimsel açiklamalarini, sanatsal içerikli uygulama  örneklerine dayandirmistir. Türkçe’nin, üst kullanimlarinda olsun, güncel kullanimlarinda olsun dilin islevlerine, ne de güzel örnekleri bulundugunu  kanitlamistir.  Örnegin Cumhuriyet gazetesinin  haber amaçli bir yazisini alintiladiktan sonra “Yukaridaki metinde, geçmiste vermis oldugu konseri duyurarak okuyucuya bilgi sundugu  için dilin betimleyici islevi kullanilmistir.(…)” (s.34)  demis; açiklamalarini elle tutulur örneklere dayandirmistir.

Yazar, eylem kökenlerine göre dilin islevleri bölümümde; “Bedri Rahmi Eyuboglu’ nun  Üç Dil     adli siiri (dizini)  çok güzel ve yalin bir örnektir.”(s.78) saptamasini yapmis. Bu güzel dizini –içerigi kadar dil kullanimindaki degeri nedeniyle-   burada okurlarimiza sunmadan edemeyecegiz:  “En azindan üç dil bileceksin / En azindan düsünüp rüya göreceksin / En azindan üç dil / Birisi anadilin / Elin ayagin kadar senin / Ana sütü gibi tatli / Ana sütü gibi bedava / Ninniler, masallar, küfürler de caba / Ötekiler yedi kat yabanci / Her kelime aslan agzinda / Kök sökercesine söküp çikaracaksin / Her kelimede bir tugla boyu yükselecek / Her kelimede bir kat daha artacaksin / En azindan üç dil bileceksin / En azindan üç dilde / Canimin içi demesini / Canim agzima geldi demesini / Kirmizi gülün ali var demesini / Nerden ince ise ordan kopsun demesini / Keçiyi yardan  uçuran bir tutam ottur demesini / Insanin insani sömürmesini / Rezilligin dik alasi demesini / Ne demesi be / Gümbür gümbür gümbürdemesini  becereceksin…” (s.78)

“Düsünme yetenegimiz, düsüncelerimizi anlatmamiz bakimindan,  dilden yararlanabilme yetenegimizle sinirlanmistir. Baskalarinin düsünme güçlerini anlama yetimiz , bizim dilden yararlanma yetenegimizle sinirlidir. Boileau : “Ne olursa olsun, düsünce ile anlatim birbirlerine siki baglarla baglidir ve dilbilimi gücü gençlerin egitiminde üstün bir yer tutmaktadir. Dilbilimin ögrenciyi okudugu degisik bilim dallarinda yeteneklendirmesinden baska, dilbilimi,  ve  dil kullanimi yetenegi ögrencinin kisiliginin gelismesini  ve onun çevresiyle iliskilerini de etkiler. Gitgide açikça anlasilmaktadir ki ögrencinin ihtisaslasmis bir konuyu anlama gücü , bir kavrami formüle edebilme ve somuttan soyuta geçebilme  yeteneginin isidir. Bu is de dilbilimi düzeyinin genis ölçüde bir ürünüdür. O halde, dilin anlasilmasi düsüncenin anlasilmasinda da önemli bir rol oynar. Insanlar kendi kisisel düsüncelerini anlatmak ve baskalariyla anlasmak isterlerse, her seyden önce , kendi dillerinden yararlanmayi bilmelidirler.”  der (Avrupa Ülkeleri  Anadili Yazi ögretimi s.37)

Bireysel, toplumsal boyutlari nedenleriyle dil ve yazin egitimimi uygulamalarimizda, islevsellige yakin durmamiz zorunludur. Egitim sürecimizden geçmis olanlarimizin dil bilinçlerinin olusmasi; dili özgünlügüne bagli kalarak kullanabilme yeterliliklerinin gelismesi buna baglidir.  Dilin islevsel alanlari iletisimin temelleri üstüne metinlerle örneklendirerek irdeleyen  Dr. Veysel Kiliç’in  yapiti   alanindaki bir boslugu doldurmustur. Bu nedenle basvuru yapiti özelliklidir.  Üniversiteli gençlerimiz için,dilbilgisi ögretimi görevlileri için kaynak içeriklidir.

(1) Dilin Islevleri ve Iletisim / Dr. Veysel Kiliç / Papatya Yayincilik Egitim

Adil   Bozkurt (MEB Basmüfettisi)


Akademik Kitaplar - Türk Dili Kitapları - Üniversite Ders Kitapları